DEVAM: 56- TESBİH (YANİ
SÜBHANALLAH ZİKRİNİN) FAZİLETİ BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ بِشْرٍ.
حدّثنا مِسْعَرٌ.
حَدَّثَنِي
مُحَمَّدُ
ابْنُ عَبْدِ
الرَّحْمنِ عَنْ
أَبِي
رِشْدِينَ،
عَنِ ابْنِ
عَبَّاسٍ،
عَنْ
جُوَيْرِيَةَ؛
قَالَتْ:
مَرَّ بِهَا رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم، حِينَ
صَلَّى
الْغَدَاةَ،
أَوْ بَعْدَ
مَاصَلَّى الْغَدَاةَ،
وَهِيَ
تَذْكُرُ
اللهَ. فَرَجَعَ
حِينَ
ارْتَفَعَ
النَّهَارُ،
((أَوْ قَالَ
انْتَصَفَ))
وَهِيَ
كَذلِكَ. فَقَالَ
((لَقَدْ
قُلْتُ،
مُنْذُ قُمْتُ
عَنْكِ:
أَرْبَعَ
كَلِمَاتٍ،
ثَلاَثَ مَرَّاتٍ. وَهِيَ
أَكْثَرُ
وَأَرْجَحُ
((أَوْ
أَوْزَنُ))
مِمَّا
قُلْتِ:
سُبْحَانَ
اللهِ عَدَدَ
خَلْقِهِ.
سُبْحَانَ
اللهِ رِضَا
نَفْسِهِ. سُبْحَانَ
اللهِ زِنَةَ
عَرْشِهِ.
سُبْحَانَ
اللهِ
مِدَادَ
كَلِمَاتِهِ)).
(Nebi s.a.v.)'in
zevcelerinden) Cüveyriye (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre Kendisi Allah'ın
zikri ile meşgul iken Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazını
kılmak İstediği zaman veya sabah namazını kıldıktan sonra ona uğramış. Sonra
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), güneş yükseldiği (veya râvi demiş ki
gün yarılandığı) zaman onun yanına dönmüş. Cüveyriye hâlâ o vaziyette (yân
zikir ile meşgul) idi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyh; ve
Sellem) (ona): «(And olsun ki:) Ben
senin yanından kalktığım zamandan beri dört kelime (cümle) yi üç defa söyledim.
Halbuki o kelimeler (sevab bakımından) senin (bu sürece) söylediğinden daha
çok, daha ağır (veya daha fazla tartıya gelen) zikirdir:
سُبْحَانَ
اللهِ عَدَدَ
خَلْقِهِ.
سُبْحَانَ
اللهِ رِضَا
نَفْسِهِ.
سُبْحَانَ
اللهِ زِنَةَ
عَرْشِهِ.
سُبْحَانَ
اللهِ
مِدَادَ كَلِمَاتِهِ
"Sübhânallahİ
adede halkım. Sübhânallahİ rıda nefsihi. Sübhânallahi zinete arşını.
Sübhânallahi midâde kelimâtihi = Ben yaratıkları sayısınca Allah'ı tenzih
ederim. Ben rızâsı olacak kadar Allah'ı tenzih ederim. Ben, Arşının ağırlığınca
Allah'ı tesbih ederim. Ben kelimelerinin sayısı kadar Allah'ı tenzih ederim.''»
AÇIKLAMA: Cüveyriye (r.anha)'nın hadisini; Müslim, Tirmizi ve Nesai de rivayet
etmişlerdir. Hadis bu tesbih ve zikrin faziletinin akhmızın düşünemiyeceği
üstün fazileti taşıdığına delalet eder.